Eyvah! Çocuğum Yabancı Dil Öğreniyor
Meslek hayatımın başından beri velilerden en çok aldığım soru hep şu
olmuştur; "Evde çocuğumuza nasıl İngilizce çalıştıralım?". Bu sorunun
cevabı kafamda hep çok basittir; "Çalıştırmayın". Şimdi bu cevabı biraz
açalım. Yaş aralığı ne olursa olsun, yeni bir dil öğrenme süreci
öğrenende bir savunma mekanizması geliştirir. Zekâ türü dil edinimine
daha yatkın olan bireylerde bu savunma mekanizmasının şiddeti yahut
süresi değişken de olsa, yine de karşımıza çıkar. Ebeveyn ya da
ebeveynler dil öğrenim/edinim sürecine öğretici olarak dahil
olduklarında, öğrenicideki savunma hali artar. Türkiye’de yeni dil
edinimi/öğrenimi büyük oranda öğrencinin evinin dışında bir okulda,
okulda, yuvada ya da kursta başlar. Bu demektir ki, öğrencimizin yeni
bir dili öğreten bir rehberi ya da öğretmeni vardır. Ailemizin bu
süreçte benimseyeceği en temel tutum, “öğretmen olmamak” olmalıdır.
Bizler de öğrencilik hayatımızda okuldan eve döndüğümüzde aile
üyelerimizin öğretici tutumlarından çoğu zaman sıkılmışızdır. Bu
senaryoyu günümüze taşıyacak olursak, iş yerimizde bir patron varken
evde de bir patron ya da müdür istemeyiz. Bize evde, tüm gün işte
yaptıklarımızı yeniden hatırlatan, belki doğru yapmamışızdır diye
düşünerek bir kere daha üstünden geçmek isteyen aile üyeleri eminim
canımızı sıkacaktır Peki, ebeveynler olarak bu süreci nasıl
yönetebiliriz? Neler yapmalı ya da yapmamalıyız?
Evimizde, öğrenilen yeni dil için ihtiyaç duyulan doğal ya da doğala
yakın atmosferi sağlayabiliriz.
Enteresandır Enteresandır ki, veliler başka bir bilim dalı ya da ders
başlığı söz konusu olduğunda daha esnek ve hatalara daha açıktır. Ancak
eğer çocukları yeni bir dil öğreniyorsa anne-baba da bu süreçte hata
yapmaktan korkar. Örneğin yanlış telaffuz etmekten, bir kelimenin
anlamını yanlış vermekten, okunacak hikâye kitabını yanlış seçmekten ve
çoğu zaman bilmiyorum demekten... Bu tedirginlik hali, zaten yeni bir
dile karşı savunma geliştirmeye hazır bireyleri yanlış yapmaktan tamamen
korkar hale getirir. Hatırlamak gerekir ki, anadilimizi edinirken,
konuşurken, yazarken ve okurken birçok hata yaptık, belki hala yapmaya
devam ediyoruz. Yeni bir dil öğrenmenin altın kuralının “hata yapmak”
olduğunu bilirsek eminin bu konuda daha rahat hissedeceğiz.
Hadi yavaş yavaş toparlayalım;
- Evde öğretmen olmayalım. Bu maceranın bir parçası olalım.
- Yeni bir dil öğrenmek çocuğumuzun savunma mekanizması geliştirmesine yol açacaktır. Ona yeni bir dil öğrenmenin ne kadar heyecan verici olduğunu hatırlatalım.
- Eğer mümkünse onunla aynı anda biz de aynı dili ya da başka bir beceriyi öğrenmeye başlayalım.
- Evimizde doğal ya da doğala yakın bir atmosfer yaratalım. ( Öğrenilen dilin konuşulduğu bir televizyon kanalını açmak, o dilde hazırlanmış görselleri evimizin belirli noktalarına asmak, öğrenilen dilde şarkıları arabamızda/evimizde çalmak, sadece o dilde yazılmış okuma kitaplarından küçük bir kütüphane oluşturmak gibi)
- Hata yapalım. Çocuğumuzun hata yapmasına fırsat verelim. Her hata yaptığında, beyninin öğrendiği dili kabullenmeye başladığını ona hatırlatalım.
Umarım bu yazıyla hem değerli anne-babalara hem de yabancı bir dili yeni
öğrenmeye başlayan öğrencilerimize katkım olur.
Cansu KIR
İngilizce Eğitim Danışmanı