Kampüs Kreş Makaleler Logosu

Anaokulunun Çocuklar Üzerindeki Önemi ve Uyum Süreci

Anaokulunun Çocuklar Üzerindeki Önemi ve Uyum Süreci

Okul öncesi eğitim dönemi birçok araştırmacı için çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olarak görülmektedir. Uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler.

Çocuklarımız okul öncesi eğitim süreci ile ilköğretime hazırlanırken, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma, sosyalleşme ve iş birliği yapmayı öğrenirler. Bu öğrenme sürecinin en önemli amaçları; çocuklarda öğrenmeye karşı olumlu tutum geliştirmek, var olan yeteneklerini görünür kılmak, kendilerine sosyal bir topluluk içinde kimlik geliştirmek ve tanımak, bütüncül olarak beş ana gelişim basamağında yeterliliklerini onlar için hazırlanan eğitim programları ve öğrenme içerikleri ile gerçekleştirerek yaşam becerilerini kazanmalarına destek olmaktır.

Bu nedenle, çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanmaktadır. Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek, onların gelişim özelliklerini ve bu özellikler doğrultusunda gereksinimlerinin neler olduğunu bilmeye ve buna uygun şartların oluşturulduğu eğitim ortamlarına bağlıdır. Erken çocukluk dönemindeki gelişmeler ve araştırmalar, okul öncesi eğitimi artık anne babanın yalnız başına başarabileceği bir konu olmaktan çıkarmıştır.

Sağlıklı bir eğitim süreci, öğrenci-öğretmen-veli üçgeninden oluşan güçlü bir platformdur. Bu birliktelik ne kadar bilinçli ve sağlıklı olursa, çocuklarımızda o oranda sağlam bir kişilik kazanırlar. Ayrıca 0-6 yaşta geçirilen bu dönemin bireyin yetişkinliğinde nasıl bir birey olacağını da etkilediği araştırmalar ile ortaya konulmuş durumdadır.

İnsan yaşamında bu kadar hassas bir sürecin başlangıcı olan okula uyum ve oryantasyon dönemi biz eğitimciler, veliler ve çocuklar için çok değerli ve önemlidir. Okul paydaşları ve veliler arasındaki şeffaf, açık, güven ilişkisine dayalı iletişim bu sürecin çocuklarımızın yüksek yararına katkı sağlayacak şekilde uyum içinde sonuçlanmasına katkı sağlayacaktır.

Öğretmenler oryantasyon döneminde birden fazla çocuğun okula uyum sürecinde en sağlıklı şekilde desteklenmesini sağlayan profesyonellerdir. Bu nedenle okula başlamadan önce çocuğun bu güne kadarki yaşam süreci ile ilgili kritik bilgileri okul rehberlik birimleri ile görüşme, anne baba ile tanışma veya öncesinde iletişime geçme, varsa çocuğun danışmanlık aldığı merkezden gerekli bilgileri toplama gibi çocuk hakkında bilgi toplama süreçlerini yürütür.

Bu aşamadan sonra sınıfındaki öğrenciler için öncelikle fiziksel ve duygusal güvenliği sağlayacak eğitim ortamını düzenler. Toplamış olduğu bilgiler ve mesleki donanımı ile çocukların ilk günlerde öncelikle yanında anne babasından sonra bağ kurup kendisini güvende hissedeceği iletişimi kurar. Çocuk, Anne baba ve öğretmen üçgeninde bir alışma ve uyumlanma sürecidir. Öğretmen çocuğun kendisi, okulda bulunan diğer yetişkinler ve arkadaşları ile tanışma ve alışma sürecinde çocuğu sürekli gözlemleyip etkili iletişim kurarak güvenli ilişki kurmayı amaçlar. Bu amaca destek vermek üzere ilk günlerde velinin öğretmen ile düzenli bilgi alışverişinde bulunması çok önemlidir. Ayrıca her iki yetişkinde çocuğun duygusal olarak bu sürece hazırlanması ve devamı için anlayışlı, sabırlı, açık iletişim kuran rollerini unutmamalıdır.

En önemlisi de öğrencilerin her biri birbirinden parmak izleri kadar farklı, özel ve biriciktir. Her çocuğun yeni bir ortama, yetişkinle bağ kurmaya uyumlanma süreci farklıdır. Anne babalar ve öğretmenler çocukların aynı zamanda uyum sağlamasını beklememelidir. Bu süreçte öğretmenin ve anne babanın çocukla iletişimde kaygıdan uzak, duygularını sağlıklı bir şekilde yönetip aktaran, uyumlu olması çocuk açısından çok değerlidir.

Çocukların okula uyum ve oryantasyon süreçlerinde veli, çocuk ve okul üçgeninin karşılıklı memnuniyet içinde olması çocuğun sonraki eğitim öğretim yıllarını etkileyecek ve öğrenmeye, hayata karşı olumlu bir tutum geliştirmesine neden olacaktır.

Unutmayalım ki mutlu ve güvenli hisseden bir çocuk ileride mutlu ve güvende hisseden bir yetişkin olacaktır.


Eğitim Danışmanı
Fatma Erten